Pazartesi, Nisan 17, 2006

NİLS VE UÇANKAZ


Bu çizgi film, Voltron'la beraber pazar sabahı uyumamızı engelleyen çizgilerden biriydi. Nils diye tembel bir çocuk artık sihirle mi, büyüyle mi neyse parmak kadar kalıyor, anaa pipim de bamya kadar oldu diye utancından kimsenin yüzüne bakamayacağı için kazına atlayıp çiftlikten kaçıyordu. Kazın ayağı ise başkaydı sayın seyirciler, ahaahahaa, evcil kaz Morton göçmen kuşlarla uçmayı kafasına koymuştu, azimle sıçan taşı deler sözünü kanıtlarcasına kendini kasarak uçmayı becermiş,o günden sonra bamya Nils olarak hatırlanan kahramanımız da bunun boynuna atlayarak çiftliği terketmişti. Serinin devamında bunların maceralarını izlemiştik.

36 yorum:

Adsız dedi ki...

nils ve voltran, pazar günleri, işitme engelliler için yayınlanan haber bültenin arkasından başlardı. hiç bitmeyecekmiş gibi gelen tane tane söylenen sözlerin, her zaman aynı vedanın ve ezberlediğimiz jenerik müziğinin arkasından annemle kurulurduk televizyonun başına. hiç kaçırmadan. ben hep nils gibi küçük bir arkadaşımın olmasını hayal etmiştim. annem de bana nils in arkadaşı gibi hamster almıştı.
güzel pazarlardı...
gamze

Judy Abbott dedi ki...

Vallahi Voltran ve Nils yüzünden ben de her hafta İşitme Engelliler Haber Bülteni'ni izliyordum, ve kimbilir kaç yüzbin çocuk o yıllarda bu haberleri izlemişti... inanılmaz birşey.

Adsız dedi ki...

İşitme engelliler bilteninin yanısıra bir de beklerken mecburen izlediğimiz Pazar Konseri vardı..Hasta ederdi beni :)Ayrıca İTİRAF EDİYORUM;ben bu Nils'in kitabını okuduğumda, herhalde o zamanlar okuduğum en kalın kitaplardan biriydi, Milliyet Çocuktan kalın mavi ciltli bişeydi,Nils için işler bir ara ters gitmeye başlayınca yada Uçan Kaz'dan ayrılması gerektiği yerde falan açıveriyordum sonuna kadar gözyaşı musluklarımı, hüngür hüngür ağlıyordum..:(((( bakın şimdi bile duygulandım, dur şu klavyenin üstüne bişeyler koyayım da blgsyra bişey olmasın akan gözyaşlarımdan..:)

Adsız dedi ki...

Evet yaaa Uçan Kazı kaçırmıyım diye bende o haberleri baştan sona izlerdim. İzlemekle kalmaz birde alttaki yazıları okurdum :)

Hey gidi günler hey..

Adsız dedi ki...

yazılanları okudukça herkesin ortak bir dili olduğu anlaşılıyor. aynı şekilde bende erkenden uyanır, işitme engelliler haber bültenini alt yazılarınıda okuyacak şekilde izlerdim. sonra annem kahvaltıyı hazırlarken, babam güzel bir pazar kahvaltısı hazırlıklarını yapar (sucuk falan işte..), uçankazın sonuna doğru annem tv yi kapatmamızı kahvaltı için mutfağa gitmemiziz isterdi. bizde babama yalvararak voltran bitince kahvaltı yapalım veya kahvaltıyı televizyonun olduğu odada yapalım isterdik...ne güzel günlermiş... bence TRT nostalji adını verdiği bir günde TRT-1 olmasa bile diğer kanallarından birinde o yıllardan bir günün yayınını komple vermeli...bu fikre ne dersinis..bunun bir yolu vardır bence.. çokta izlenir diye düşünüyorum..

Adsız dedi ki...

ben pek tutmazdim nils'i. o yuzden de isitme engelliler icin haber bultenini zar zor atlattiktan sonra bi de ulen su kaz ne halt ediyosa etse de artik voltran baslasa diye beklerdim. zor gecti cocuklugum zor.
emre

Adsız dedi ki...

Ben Niels Bohr'u anlatırken derslerde,hala gizlice aklımdan Nils ve uçan kaz geçiyor :):)

Adsız dedi ki...

1986 tıydı sanırım, ilk renkli televizyonumuzu aldığımızda -Nordmende mi ne öyle birşeydi- ,tabi fena halde şaşırmış şekilde izlediğim, 4-5 yaşlarımdan beynime kazınan çizgi film.

Adsız dedi ki...

herkes dogru seyler demis valla . isitme engellilerin haberlerini izler sonra beklerdik. bizim evin salonundaydı TV ( o zamanki tüm evler gibi ) ve ev soba ile ısındığı için salon buz gibi olur ama ben gene de tüm gücümle beklerdm haberlerin bitmesini.. ucan kaz norton'un sonunu bilen yok mu :) aa ne ayıp hemen söyliyim. son bölümde aslında herşeyin nils'in rüyası olduğunu ve norton'un aslında konusmayı falan bırakın kümeste takılan boş boş bir kaz olduğunu anlıyordk. Nils'in babası nortonu kesip suyundan pilav etinden yemek yapma derdindeymiş aslında.
eski pazarlar güzeldi...

Adsız dedi ki...

Aynen işitme engelliler için hazırlanan haber bülteni izlenir. Ardından Uçan kaz MMmmmorton beklenirdi. Hamster bazı harfleri yuvarladığından, onun gibi konuşur, eğlenirdik.

Adsız dedi ki...

nils'in büyüsü bozulduğunda tekrar eski haline dönmüştü.Ve artık her zaman konustuğu kuşlarla artık anlaşamıyordu.Kaz ve ördekler konuşuyordu ama nils'e kuş sesi gibi geldiği için anlamıyordu.Nasıl üzülmüştüm anlatamam.Oturup ağlamıştım.

Adsız dedi ki...

Hatırlamıyorum çizgi filmle ilgili herhangi birşey; yalnız annem hep anlatır. Çok severmişim bunu, uçan taj dermişim :))

Adsız dedi ki...

ben pencereyi acar avazim ciktigi kadar`` nils basladiii`` diye bagirir obur cacuklara haber verirdim.

Adsız dedi ki...

ucan kaz'i cazip kilan seylerden biri de seslendirmesinin muhtesem olmasiydi... mehmet ali erbil'in harikalar yarattigini hatirliyorum. bir de musigi cok guzeldi, ama nasildi? keske tekrar dinleme sansimiz olsa...

Adsız dedi ki...

seneler evveldi ben o zaman cok ufaktim. istanbulda dunya karate sampiyonasi vardi. o zamanlar bruce lee yede hastaydik tabi :) babam beni turnuvaya goturmustu. en heycanli yerinde..
-baba nielsen baslicak eve gidelimmmm

diye tutturmustum. adam allem etti kallem etti ama beni ikna edemedi.
eve gittik ama biz yoldayken zaten cizgi film bitmisti (cocuk akli iste.. lan yolda ne kadar zaman gecicek bi hesaplasana!!. cizgi film basladi hadi turnuvadan cikip eve gidelim denirmi?? sanki turnuva evin bahcesinde yapiliyor.. taksimde falandi galiba turnuva hatirlamiyorum.
babam amma kufur etmistir bana yaww :)) nielsen denince aklima hep bu anı gelir iste.

Adsız dedi ki...

Ablamla hep cizgifilm kavgalari yapardik, ben acardim o kapardi, oturur aglar böylesi hayata kahrederdim. Ama "ucan kaz" denildi mi akan sular dururdu,o bir istisna idi, onu ailecek izler, herkesin de not düstügü üzere hic bitmeyecek gibi gelen haberlerin ve ardindan bir de isitme engelliler icin haberlerin bitmesini bekler(o zamanlar simdiki gibi kanal bollugu da yok ki o arada zappingleyesin)cizgi film basladigi zaman da herkesi haberdar eder televizyonun basina toplardik..ne güzel günlerdi...ayrica ucan kaz dedi mi herkes hatirliyor bu cizgifilmi, demek ki millet olarak cok sevmisiz keratalari:)

Adsız dedi ki...

Bir bölümünde israftan dolayı lanetlenmiş, yılda sadece 1 gün ortaya çıkan, sonra görünmez olan bir şehir vardı. Nilsinde bir demir parası vardı. Sürekli bir şeyler satmaya çalıştılar, hep iyi davrandılar ama kısmet değilmiş. Yine şehir yok oldu. Tek hatırladığım bölüm bu.

Pazar konseri ve Cenk Koray'ın programı olmasa pazar günleri ile ilgili güzel anılarım var. Bu kadar mı eziyet edilir bir millete? Bir pazarımız var siz onda zorla konser dinletin, bulaşık süngeri, araba tekeri hediye verilen kutunu açiimmi yarışması olan dandik pazar programı yapın saatler süren. Akşam da hiç sevmediğim maç yayınları. Iyyy.. içini uyundurdular adamın yıllarca.
Ama eski sevdiğimiz programlar için TRT Nostalji kanalı açsın diyoruzya, telif hakkı vermemek için sadece cunta torpilli moruk orkestra şefinin pazar konserlerini ve Cenk Koray'ın canlı yayın rezaleti eski yayınlarını versin de günümüzü görelim. SEZER

Adsız dedi ki...

1 ay kadar önce kanal 7 de gösteriliyordu bi ilk bölümünü izlemek nasip oldu bide son bölümünü

galactica dedi ki...

Yazılanları okuyunca ben de katkıda bulunmak, nils ve uçan kazla ile ilgili merak edilenleri cevaplayalım. Çizgi filmin sonunda nilse büyü yapıp cüce haline getiren cin mi büyücü mü leprikon mu her neyse büyüyü bozmuş nils eski haline kavuşmuştu. Fakat artık morton ve diğer hayvanların konuşmalarını anlamıyordu. (Büyü devam ederken tüm hayvanların dediklerini anlıyordu)Morton'un boynunda ki ip nils'in büyüden önce mortona yaptığı eziyetlerin eseridir. Saten büyü de nilsin yaramaz ve haylazlığından yapılmıştı. Nils ve Voltron farklı zamanlarda yayınlanmıştır. Voltron'ın oynadığı zaman işitme engelli haber bülteni yoktu. Bu bülten nils ve uçankazla bütünleşmiştir. Nils ve Uçankaz bu bültenden sonra başladığından bu programı da izlerdik. Gelelim seslendirmeye nilsi seslendiren kişi sanırım Yonca Cevherdi. Hamster Carrot'u Mehmet Ali Erbil'in seslendirdiğini çok iyi hatırlıyorum.

paşa ahmet dedi ki...

asda

Adsız dedi ki...

aaahh ah azmı izledik o uzun saçlı kumral bayanın ek kol hareketlerini ekranın bi köşesinde, sıf niels'i beklerken....
sonra işitme engelliler için haber bülteni biterdi niels kazının boynuna dolanıp uçmaya başlardı biz de uçardık
hey gidi günler hey

Bora

Unknown dedi ki...

isitme engelliler haber saatinden sonra yayinlanir ve dort gozle beklenirdi saat 10 gibiydi sanirim ,sonunda tekrar insan boyutuna gelmesi ve kazlarin onu tanimamasi baya uzmustu beni :(

Adsız dedi ki...

nils holgerssonu yanılmıyorsam mahmut cehverin kızı yonca cehver seslendiriyordu... çizgi filmlerde[hatta bütün filmlerde] küçük yaştaki erkek çocukları genellikle bayanlar seslendirirler, bu da öyle bir örnekti sanıyorum...

Adsız dedi ki...

bu çizgi dizinin yayınlandığı zamanlarda kardeşim daha yeni doğmuştu 1 haftalık falandı onun ağlamaları eşliğinde anlayabildiğim kadarıyla izlemeye çalışırdım.

Unknown dedi ki...

ben de uçan kaz Mmmorton'u kaçırmayayım diye dünya ile ilşkimi keser pür dikkat işitme engelliler için haber programının başına geçer beklerdim.Annem hep bana seslenir,bir şeyler söylerdi,ben de televizyonun başından ayrılmamak için duymamazlığa gelirdim. Annem uzun zaman işitme engelliler için haber programı başladığında "hah senin programın başladı" demiştir :))

Adsız dedi ki...

Evet ben de isitme engelliler haber bultenini kacirmazdim, Nil's ve Ucan kaz yuzunden. Ah ne guzeldi o gunler, annem pazar mutlaka guzel bir seyler hazirlardi kahvaltiya, patates kizartmasi ya da kizarmis ekmek. Kahvaltiyi aceleyle edip televizyon basina gecerdim. Annem cok sut icirmistir o arada. Nils gibi kucuk bir arkadasim olsun diye hayal kurardim. Sonra bana civciv almislardi ah ah Cigdem Gokgoz

Adsız dedi ki...

yani kaçırmamak için tatil yerinde otelin televizyon odasını aradık desem ne dersiniz? o zaman odalarda yoktu tv falan.

hatta çizgiromanı da çıkmıştı, çekilişle vereceği hediyeleri morton'un getireceğini falan yazmıştı da sahi sanmıştım :))

Adsız dedi ki...

herkesten farklı olarak ben o yıllarda çizgi filmini değil haftalık yayınlanan çizgi dergisini okuyordum

Adsız dedi ki...

78 doğumluyum,bizim nesil çok şanslı çünkü; nils,voltran,susam sokağı gibi hep arkadaşlığı ,dostluğu öğreten yapımları izledik.Şimdi bu tarz yapımlar yok.en son 1 ay önce tesadüfen zapping yaparken bir kanalda nils in son bölümünü izledim ve inanın izliycem diye eşimle kahvaltıyı geç yaptım.Güzel günlerdi o günler.

Adsız dedi ki...

arkadaşlar eger hepimiz bukadar seviyorsak ve tekrar istiyorsak bişeyler yapmalı ve trtden tekrar istemeliyiz veya nilsin cd si yapılsın alalım lütfen cd si olursa çok iyi olucak nerden yaptırabiliriz nilsin cd sini bilen varsa bana ulaşşsın NAZLI_42ET.HOTMAİL.COM

Adsız dedi ki...

ben de sabah kalktığımda işitme engelli haber programını izleyip uçan kazı coşkuyla izlerdim o günleri unutamam.

zavazingo dedi ki...

En cok sevdiklerimden biriydi hiç kacirmazdım.Nils in yerinde olmayı isterdim hep..İşitme engelliler için haber programına katlanmak zorunda kalsam da umrumda olmazdi çünkü sonra uçan kaz başlıycak!!bi de tabi bundan sonra voltran vardı ki iste süper bi pazar günü oluyodu böölece..sonrasında ödev yapılması gerekli olduu için biraz burukluk olurdu içimde ve hiç bitmesinler isterdim...genelde ödev yerine bu ikisini izledikten sonra, önce nils olur ve salondaki büyük koltuğu kaz yapar uçar da uçardım..bi de voltran oyunlarım vardı...sanırım o zamanlarda da ödev kaytarma konusunda cok azimliymişim..

Adsız dedi ki...

Nils'in köstebeğinin adı da sanırım Carot' du :)
Nils büyüyüp artık kazları anlayamadığı zaman ne kadar üzülmüştüm :(

Adsız dedi ki...

nim de tek hatırladığım bölüm şu yılda bir kez ortaya çıkan şehir ve çaresizce Nils'e bir şeyler satmaya çalışmalarıydı. Çok hüzünlü bir havası vardı o bölümün. Şurada dizinin ilk bölümü, yani Nils'in küçülme hikayesi var. Tamamen unutmuşum :)

http://rapidshare.com/files/294528574/Nils.ve.Ucan.Kaz.Bolum.1.part1.rar
http://rapidshare.com/files/294536349/Nils.ve.Ucan.Kaz.Bolum.1.part2.rar

kirazzade dedi ki...

Ayyyy çizgifilmini seyretmedim ama bu benim ilkokul birdeki ilk kitabımdı sanırım. Bu kaz gözümün önünden gitmiyor ama ne oldugunu hatırlayamıyrdum.

Adsız dedi ki...

her pazar büyük bir heyecanla televizyonun karşısına kurulur, ilgimi çekmese de sırf Nils'ime kavuşucam diye haberleri ardından hiçbitmeyecekmiş gibi gelen işitme engelliler için haber bültenini büyük bir azim ve sabırla izlerdim.harika günlerdi.Acaba şimdiki çocuklarda bizim gibi mi?